top of page

Kitaplar

sunum 2.png

“Ahlak ve ahlaksızlığı kurallar belirler. Yaptığım iÅŸi ahlaksızca bulan bir sürü insan olduÄŸunu biliyorum. Ama onların kurallarıyla benimki farklı. Ben insanların hayatlarından biraz daha fazla zevk almaları için çalışıyorum. Bu benim mesleÄŸim. DiÄŸer meslekler gibi bir meslek. Bunu insanlara sunmaktan çekinmiyorum. Alıcısı olduÄŸunu bildiÄŸim bir malı neden ahlaksızlık etiketini vurup yapmaktan çekineyim ki? Belki de yaptığım sadece baÅŸkalarının etiketlerinin üzerine kendiminkini yapıştırıp onların ahlaksızlıklarını sahiplenmek.

​

Fantezisini yaÅŸayan birey kendisini ister istemez mutlu ve suçlu hisseder. Çünkü gerçek dediÄŸimiz dünyada birçok ÅŸeyin kapısını fanteziler aralar bize. Porno da bu kapılardan yalnızca biridir. Seks söz konusu olunca insanlar farklı davranışlar sergileyebilir. Bu aslında ÅŸaşırtıcı olsa da partnerini tanımak için bulunmaz bir nimettir.

​

Suçluluk yasak olan bir ÅŸeyin yaÅŸanmak istemesinden, mutluluksa o çok istediÄŸinin yaÅŸanmış olmasından gelir. Burada özel olarak pornodan bahsediyorum. Fantezilerin, insanoÄŸlunun hayatına kattığı renklerin gereksinim olduÄŸu, bunun kadın ve erkeÄŸin cinsel anlamda kendisini daha özgür hissetmesini saÄŸladığı bir gerçek.”

Anahtar DeliÄŸi

Romandan bir bölüm:

​

Yemek sonrası beni bir kulübe davet etti. Kulüp, kentinin PeÅŸti tarafındaydı. Elizabeth Köprüsü’nden geçip Opera binasının yakınında bir ara sokaÄŸa girdik. Kapıda arabayı görevliye teslim ettikten sonra sadeliÄŸiyle dikkat çeken baÅŸka bir kapıya yöneldik. Kapıda koruma olarak iriyarı iki bodyguard duruyordu. Boris’i tanıyorlardı. Kapıyı açtıklarında Boris yine nezaketini gösterip teÅŸekkür etti. Buralarda pek fazla rastlanılan bir davranış deÄŸildi bu. Boris her koÅŸulda karşısındakine insan olarak deÄŸer verdiÄŸini göstermenin bir yolunu buluyordu. Ä°çeri girince buranın daha çok bir Penthouse’u olduÄŸunu anladım.

 

House müzik çalıyordu. Yerden ışıklandırılmış bir pist ve pistin tam ortasında yerden bir metre yüksekliÄŸindeki sahne üzerinde on sekiz yaÅŸlarında iki kız kendilerinden geçmiÅŸ trans durumunda dans ediyorlardı. Üzerlerinde sadece beyaz g-string vardı. Buranın canlı et pazarının merkezi olduÄŸunu anlamam pek uzun sürmedi. Boris ise kız arkadaşını karşılamak için giriÅŸ kapısına gitmiÅŸti.

 

Kadın cinselliÄŸinin havada uçuÅŸtuÄŸu bu yerde, erkeklerin avcı mı yoksa avlanan mı olduÄŸunu söylemek kolay deÄŸildi. Kızlar şık gece kıyafetlerinin içinde, markaların büyüklüÄŸü ile orantılı olarak daha çekici duruyorlardı. Çalan müzik, ortamı sıcak tutmaya devam ederken, etrafımdakileri seyretmeye devam ettim. Burada bulunan herkesin buluÅŸtuÄŸu ortak nokta, seksti. BaÅŸka bir neden olamazdı.

Aşkın Sınır Noktası

askin-sinir-noktasi-on-kapakjpg-2019-05-

Sadece an’da yaÅŸanabilir mi?

 

KenetlenmiÅŸ iki kalp, hayatı örten ve üÅŸüten zamanın soÄŸuk kabuÄŸunu kırıp parçalayabilir mi? Kentli yalnızlıklarını beklenmedik bir yöntemle yadsıyan ve yabancılaÅŸmışlığın buzla örtülü katmanları altında uç veren yepyeni bir hayatın sahipleri… kanıksamayı ve uyuÅŸmayı bir tür öfkeyle reddeden bir suç manifestosu.

​

Yeni bir hayat mümkün olabilir mi?

​

ErtuÄŸrul Odabaşı bu sorunun yanıtını kendine özgü yöntemle veriyor…

​

Tehlikeli bir kitap! 

Romandan bir bölüm:

 

Howard'ın Hayali

 

Ä°çerideki insanlara sesimi duyurmaya çalışıyor ama bunu bir türlü baÅŸaramıyordum. AÄŸzıma sokulmuÅŸ bez parçası yüzünden ses yerine, kurbanlık çaresiz bir boÄŸanın kesilen boÄŸazından çıkan ses gibi bir böÄŸürtü çıkıyordu. Birçok denemeden sonra canımın acısını dindirmek için umutsuzca susmayı ve çaresizce beklemeyi tercih ettim. 

​

Ä°çeriden gelen müzik sesi, insanların eÄŸlenen seslerine karışıyordu, içeride bir parti olduÄŸu belliydi. Bir an için, “acaba kurtulabilecek miyim?” diye umut içinde düÅŸündüm. Belki sarhoÅŸ birisi yanlışlıkla kapıyı açar ve beni kurtarabilirdi. Belki de Tanrım son bir ÅŸans verecekti, “Tanrım bana yardım et, bana bir tek sen yardım edebilirsin!” dedim boÄŸuk bir sesle.

​

Din benim için bir organizasyon anlamına geliyordu ve hiçbir zaman bu organizasyonun içinde olmamıştım. Onlu yaÅŸlarımda aile zorlamasıyla, baÄŸlı olduÄŸumuz kiliseye gitmiÅŸtim o kadar, oysa ÅŸimdi o organizasyonun en tepesindekine, "Tanrım ölmeme izin verme! Sana yalvarıyorum, yaÅŸamama izin ver!" diye içtenlikle ve hayatta yaptığım hatalardan ders almışçasına yalvarıyordum.

​

AÄŸzıma sokulmuÅŸ bez parçası çenemin tam olarak açılmasına, canımın yanmasına neden oluyor, nefes almamı giderek zorlaÅŸtırıyordu. Müzik sesine karışan insan seslerine ulaÅŸmak için hayvan sesine benzer tuhaf bir ses çıkartıyordum. BulunduÄŸum karanlık odanın içine, kapının altından ışık sızıyordu. Bazen oradan geçen insanların gölgelerini gördüÄŸümde tekrar onlara sesimi duyurmaya çalışıyordum. Yine de beni duymuyorlardı. Tekrar susmayı ve beklemeyi tercih ettim.

​

Günlerden beri açtım. Yemek vermiyorlardı. Sadece su veriyorlardı, mükâfat sularından. Son suyumu henüz içmemiÅŸtim. Son su, son soruyla gelecekti.  

​

Bütün vücudum iple ve koli bantıyla sıkıca sandalyeye baÄŸlanmıştı, tıpkı bir yılanın avını sıkıca sarıp nefessiz bırakması gibi çaresizdim. Karanlık odada kurtulacağım son günümün nasıl biteceÄŸini bekliyordum. Yarın bütün bu iÅŸkencenin biteceÄŸine inandırmışlardı beni. Korkuyordum, korkmakta da haklıydım. Hiç bilmediÄŸi bir yerde, hiç tanımadığı insanların esiriydim. Belki de bu yaÅŸadığı korku dolu anlar hayatımın yeni bir sayfası olacaktı, bu sayfaları kendi yazacağım korku dolu duygularla dolduracaktım.

​

Birkaç saattir duyduÄŸum yabancı seslerin sahiplerine ulaÅŸmaya çalışmaktan vazgeçmiÅŸtim. Biliyordum ki o insanlar benden habersiz eÄŸlenmiÅŸlerdi, ÅŸimdi de gidiyorlardı. Sadece Tanrıma sesimi duyurabildiÄŸimi biliyordum. “Tanrım bana yardım et, bana bir tek sen yardım edersin!” Gözlerimi kapıya diktim onların içeri girmesini bekledim. Ä°çimden Tanrıma dua etmeye devam ederken duyduÄŸum son birkaç yabancı sesi de artık duyamaz olmuÅŸtum.

 

Kapı kilidi açıldı ve yine içeri girdiler.

Book no.2
Book no.1
bottom of page